25 Kasım 2012 Pazar

         ANNELER   VE KIZLARI....


             Zaman ne çabuk geçiyor.. Ve birgün bir de bakıyorsunuz ki, küçük kızınız büyümüş elinizin altından; yanınızdan uçup gitmiş... Yüreğiniz acıyor, içiniz burkuluyor ama maalesef yapıcak bişiy yok.  Her mutlu sonda olduğu gibi gözbebeğiniz , gözünüzden bile esirgediğiniz kızınızın evden gidiş vakti gelivermiş... İşte yazmadığım bu arada bizim evde de böyle geçti zaman.. Hani hep istesiniz ya çocuğunuz iyi bir üniversite kazanıp gitsin... kendi kendine yetsin.. Yıllarca bunun için uğraşırsınız ya hani.... İşte o gün ansızın derin bir sızı ile çalar kapınızı birgün.... Kazandığına sevinirsiniz tabi. Uğraşlar boşa gitmemiştir...
           Işığım kızımda bu yıl Trakya üniversitesi gıda mühendisliğine gidiverdi işte... Ellerimin arasından kayıverdi... Aslında istediğimiz bölümdü ve biz bunun için çalışmıştık yıllarca ama birde evden gidişi olmasa ... İşte orası çekilmiyo bu gidişin... O kadar özlüyorum ki onu... Bir anne düşünün bütün hayatı kızı olmuş bir anne... İşte bu benim resmim... İki kişilik dünyamız vardı bizim... Şimdi ise onsuz bu ev o kadar boş ve o kadar anlamsızki.... Çok kavga etmezdik ama hani olsada kavga etsek diye bile geçiyor içimden.. Edirne maceralarımıza gelince oda ayrı bişiy.... İKi ayda başımıza gelmedik şey kalmadı... Neyse onuda sonra anlatırım biraz merak edin.:)))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder