22 Ocak 2013 Salı

                       BRAVO  ATATÜRK  GENÇLİĞİNE.....
         Daha önceki yazılarımı okuyanlar iyi bilir... Ülkemizde  son günlerde olup bitenlere akıl erdiremediğim eh pes yani bunudamı görecektik dediğim... İçimde bişiylerin eriyip gittiği hatta haberleri seyredemediğim gazeteleri okuyamadığım günler o kadar çok oldu ki.. Her haber seyredişimde, her gazete okuduğumda içimde bir ümit kırıntısının eridiğini, gittiğini hissetmek çok acı verici bişiy... Bunu yıllar önce kızım küçük bir bebekken de ona baktığımda hissetmiştim...  Şimdi aynı şeyleri ülkemde yapılanları gördükçe hissediyordum.. İnanın bu ifade edilecek bişiy değil yaşamak lazım... Bunları ancak benim gibi yaşayan bir insan anlayabilir... Yıllar sonra tekrar içimde aynı acıyı hissedince, aman allahım dedim ben bunu yıllar önce yaşamıştım... O korkunç acıyı tekrar hissediyorumm ve bu beni içten içten eritiyor....
          İşte  böyle bir ümitsizlik içinde kıvranırken bugün  birileri kulağıma hayır üzüme erime biz daha ölmedik bu ülke, bu vatan, bu gençlikten kolayca ümidini kesme biz buradayız dedi.... Evet eriyordum ama gerçekten tam anlamıyla kesmemiştim ümidimi... Ama ne yalan söyliyim gittikçe kaybolmaya başlamıştı işte... Oysa daha önce ümitsiz olan birçok insana ben söylemiştim... Ben bu ülke insanına güveniyorum bu gençliğe güveniyorum diye... Nitekim önce odtü başladı  içimdeki sesiz çığlığa cevap verdi... Biz buradayız dedi... Bugün Türkiye gençlik birliği bizler buradayız bu ülke hala bizim dedi ve amerikan askerine çuvalı geçiriverdi...
          Benmi ne yaptım söyleyim... Atatürke ileri görüşleri için bir kez daha hayran oldum... O ne demişti... EY TÜRK GENÇLİĞİ BU ÜLKEYİ BİZ KURDUK ONU YAŞATACAK OLAN SİZLERSİNİZ...
         Evet uzun yıllar önce atam bu ülkeyi onlara emanet etmişti.. Ne kadar haklıymış değilmi?  Bu gün bu gençlik dediki bu ülke kolay kazanılmadı ve kolay kaybedilmeyecek ... BİZ BURADAYIZ.... İşte bugün kulağıma fısıldanan ,gözüme sokulan en güzel şey.... VAROLUN GENÇLİK:....

31 Aralık 2012 Pazartesi

MUTLU YILLAR......

           Bir yılın daha sonuna geldik işte.. Şöyle bir bakıyorum da zaman ne çabuk geçmiş..  Geçen yıl epey hareketliydi bizim için.  Kızım sınav hazırlıkları okulu yerleşmesi falan geçip gitti anlamadan.
           Kızım gelemiyor malesef evine yıl başında.  Akabinde vizeleri başlıyo hemen.. Ben her zamanki grubumla bir program yaptım. Ama her sene gittiğimiz eğlence alemine bu sene gitmiycez.. Daha nostaljik takılalım dedik... İyimi yapıyoruz bilmiyorum ama canım bu sene bir yerlere takılmak istemedi nedense..Bu defa dışarıda hep birlikte bir yemek yiyip sonrada evde vey başka bir mekanda tombala oynıycaz.. Geçmişi yad edicez.. Böylede olunca çokmu yaşlandım ne demeden kendimi alamıyorum..
          Yeni bir yıla girerken bu yılın herkes için barış, mutluluk ,sağlık ve huzur getirmesini diliyorum.... Mutlu yıllar...

30 Aralık 2012 Pazar

NOLUCAK BU HALİM BENİM?

Günlermi kısa ben mi uyuşuğum son günlerde bilemiyorum. Kalkıyorum daha hiç bişiy yapmadan akşam oluveriyor.  Kalkıyorum bir kahvaltı faslı veya ayak üstü yemek. Biraz internetin başına otuyorum aman şu yazar ne yazöış bu gazete ne yazmış bakarken akşam oluveriyor..
          Bugün biraz fazla abattım olayı.. Allahtan bir ara dışarı çıkan bir arkadaşım uğradıda bir kahve arası verdim çok şükür.. Öyle kaptırdımki kendimi okumaya gel çıkalım şuraya gel buraya gel diyenleri de uygun bir dille atlattım...
          Önce gazeteler sonra diğer bloklara bir göz atıp okumak falan birde baktım akşam olmuş yine.... Bu okumaya başlamak neden benim yüm dış dünya ile bağlantımı keserki?  Neden ben şöyle bir plan yapıp herşeye yetişemiyorum ki? of ya oooffff.....

27 Aralık 2012 Perşembe

BRAVO GENÇLERE.....

İki üç gün önce odtülü öğrencilerin protestosuna tanık olduk. Bugünde galatasaraylı öğrencilerin.Rektörlerinin   talihsiz kınamasından sonra  rektörlerine karşı protestosuna tanık olduk.  Bu  gün benim için çok özel birgün. Daha önceki yazılarımı okuyanlar bilir. Ülkem için çok endişe ettiğim zamanlarda bile bu ülke insanına ve gençliğine olan inancımı asla kaybetmemiştim zaten. Bunu da  daha önceki yazılarımda yazmıştım. İşte bugün bana Türkiyenin en iyi okullarında okuyan en iyi öğrenciler gösterdi ki bu ruh ölmemiş.  Bir kez daha bu ülkeye ve insanına gençliğine güvenimi tazelediler. Karamsarlığa kapılmayın biz burdayız gümbür gümbür geliyoruz dediler. İstediğimiz zaman yanlışlara karşı hükümetin karşısındayız bu ülke bize emanet dediler... Ben bu gençlikle bugün bir kez daha gurur duydum. Onları yetiştıren anne ve babalarla çok gururlandım... Teşekürler gençler. Biliniz ki yalnız değilsiniz....

25 Aralık 2012 Salı

BUNLARADA TEPKİ VARMI SİZDE?

         Medyada bir Esra Ceyhan olayıdır gidiyor. Bu tip programları hiç izlemem. Esra Ceyhanın bir iş adamının kedisi için mermerden mezar yaptırmasına güldüğü programınıda doğal olarak hiç izlemedim. Hayvan sevmez de değilim tabiki ama herkes hayvan sevmek zorunda da değil tabiki. Neye gülmesi gerektiğinide kimseye sormak zorunda değil.  Evet hayvanlarla bir proglemim yok. Evde besliyormuyum hayır. Ama hayvan severlerin bu kadının bu kadar üzerine gelmelerini de hiç anlamıyorum.. Bugün Esra Ceyhanın twitter sayfasına girdim Aman ne twitler atılmış. Hayvansever arkadaşlara şunu önermek istiyorum.. Milyonlarca bebek açlıktan ölürken, milonlarca kişi kış gününde paltosuz botsuz . odunsuz ve kömürsüzken  milyonlarcaçocuk parasızlık yüzünden okuyamazken, Hapishanelerde ordumuzun tüm subayları sürünürken yine bir sürü gazeteci suçsuz yere hapisteyken Ersa Ceyhan bu olaya güldü diye gösterdiğiniz tepkiyi acaba bu olaylarada gösterecekmisiniz?.....

20 Aralık 2012 Perşembe

SENENİN İLK KARI....

              Senenin ilk karı yağdı bugün buraya... Hemde lapa lapa.. Arkadaşlarım bende kahvaltıdaydı bugün... Bir ara ekmek alıp gelmeleri için aradım onları.. Meğer bizimkiler bana gelmeden önce lapa lapa yağan karın altında yürüyüşe çıkmışlar.. Bende bu güzelliği kaçırmak istemedim... Akşam bende çıktım arkadaşlarımla yürüyüşe .. Öyle güzeldi
ki park kar altında.  Ağaçlar , manzara... Ama malesef bunu resimleyemedik... Bir arkadaşım bugün İstanbulda kardan dolayı okulların tatil olduğunu söyledi... Birden yatılı okul zamanlarımdaki kar tatilleri geldi aklıma...  Ah ne güzel olurdu kar tatilleri... ada arkadaşlarımla boş boş oturup sohbet etmek, okulun en sevdiğim yanıydı... Mezarlıklar hep ürkütür insanları biliyorum ama .  Okulun yatakhanesindeki bazı odalar Karaca Ahmet Mezarlığına bakardı... Bayılırdım kar altındaki Karaca Ahmet manzarasına... Ağaçlar üzerindeki karlara.... Böyle zamanları hiç kaçırmaz pencereden ağaçlara bakardım... Bugünkü İstanbuldaki kar tatili beni yine tekrar o günlere götürdü... Ah keşki o günlere  tekrar dönebilmek mümkün olsaydı...  





























  

19 Aralık 2012 Çarşamba

KIZIM EVDEN GİDELİ...

       Bir tek çocuğum var... Allahtan çok değilmiş... Büyüklerimiz hep derdide inanmazdım ne kadar çocuk o kadar dert... Ne kadar doğruymuş meğer)).  Onu büyütürken zaman zaman çok zor zamanlar geçirdiğim oldu.. Ama bu kadar kötü günler değildi hiç biri.. Çünkü ne olursa olsun yanındaydım... Oda ne olursa olsun yanımdaydı .. Gözümün önünde...
       Ona bişiy olduğunda kolayca müdahale edebiliyordum... Hastalandığında yanında olabiliyordum... Üzüldüğü zamanlarda üzüntüsüne engel olabiliyordum.. Akşam olduğunda evimizdeydi en azından... Bir kadın çocuğu olmadan büyüyemiyormuş meğer hiç...  Ben Merve ile büyüdüm adeta... Beraber o kadar çok sınav atlattıkki!. 
        O sınavlarda bazan sinirlendim, bazan kırıldım bazan onun yaşadıklarına üzüldüm.. Bazande teselli etmek zorunda kaldım...
        Ama bütün bunlara rağmen hiç bu kadar zorlandığımı hatırlamıyorum...  Ne kadar zormuş meğer canından çok sevdiğin, gözünden bile sakındığın bir parçanın hatta hatta hayatının anlamının senden kilometrelerce uzak olması...
        Ona her canın istediğinde ulaşamak bazan sorunlarla karşılaştığında müdahale edememek... Hep ne yapıyor acaba die düşünüp ukularının kaçması... Ya hastalanırsa . ya ateşi çıkarsa, ya ateşini düşüremezse. hastalanıp bu ciğerlerine kadar inerse... Ya oradayken başına kötü bişiy gelirse... Aman tanrım ya ya çok kötü bir hastalığa yakalanırsa.... Bütün bu düşünceler beni çok kötü hastalıklara sürüklemese bari.... Bildiğiniz gibi değil paranoyak gibi oldum.... Her dakika telefon açmak istiyorum , her dakika merak ediyorum ve sürekli onunla konuşmak istiyorum.... Beni  daha önce tanıyıp okuyanlar bilir... Hep anne olmak ne menem şeymiş derim.... 
        Belki şimdi daha çok anlıyorum... Çocuğu askere giden anaları... Onların yaşadıklarını.. Evet kızım sadece okumaya gitti ama yanımda değil ya... Aynı endişeler içindeyim.... Etraf o kadar kötü ve acımasızki... Ve o orada o kadar korumasız ki...
       Ne kadar mutluymuşuz meğer biz.... Kızım  yanımdayken..... Aklıma mukayet o tanrım.... Onu her türlü kötülükten, kem gözden : kem sözden koru.....